📰 600 Bin Kamu İşçisinin Toplu Sözleşme Serüveni: Umut, Hayal Kırıklığı ve Geri Adımlar
🔹 1. Adım – İlk Teklif: Şubat 2025 | %16 Zam ve Sessiz Şok
Toplu iş sözleşmesi süreci, 2025 yılı Şubat ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kamu işçilerine sunduğu ilk teklif ile başladı. Ancak bu teklif daha ilk andan itibaren hayal kırıklığı yarattı.
Teklifin içeriği:
-
İlk 6 ay için sadece %16 zam
-
Herhangi bir taban ücret artışı yok
-
Sosyal haklara dair detay verilmedi
Bu oran, o dönemki resmi enflasyon oranlarının dahi altında kalıyordu.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ bu teklife tepki göstererek, “Bu teklif, milyonlarca emekçinin alın teriyle alay etmektir,” açıklamasında bulundu.
Ancak bu çıkışların sahaya yansıyan bir etkisi olmadı. İşçiler sendikaların sessizliğine ve temkinli duruşuna öfkelenmeye başladı.
🔹 2. Adım – Mart 2025 | İkinci Teklif: %17 + %10 ve Sessiz İmzalar
Mart ayında hükümet ikinci teklifi sundu:
-
İlk 6 ay için %17 zam,
-
İkinci 6 ay için %10 zam
Teklif, ilkinden yalnızca 1 puan fazlaydı.
Ancak bu teklife rağmen bazı sendikalar Mart ayında sözleşmeye erken imza attı. Özellikle küçük ve yerel sendikalarda, işçiye danışılmadan imza süreçleri tamamlandı.
Bu durum, sahada infiale neden oldu.
İşçilerin tepkisi:
“Biz bu masada yokuz. Zamlar yaşadığımız enflasyonun çok gerisinde. Aidat ödüyoruz ama haklarımız savunulmuyor.”
Bu süreçte grev kararı alınmadı, sendikalar “müzakere devam ediyor” diyerek tabanı oyalamayı tercih etti.
🔹 3. Adım – Temmuz 2025 | Üçüncü Teklif: %24 Zam + Seyyanen Artış
Kamuoyunun ve işçilerin baskısı sonrası Temmuz ayında üçüncü bir teklif daha sunuldu.
Bu teklif görece en güçlü öneriydi:
-
İlk 6 ay için %24 zam
-
50 TL seyyanen günlük artış
-
Taban ücret: 1.400 TL’ye çekilecekti
-
Takip eden dönemlerde enflasyon farkı yansıtılacaktı
Bu teklif, kamu işçileri arasında bir nebze umut doğurdu.
Sendikalar, “müzakerede ilerleme sağladık” açıklamaları yapmaya başladı. Ancak işin asıl kırılma noktası henüz gelmemişti.
🔹 4. Adım – Şok Gelişme: Üçüncü Teklif Geri Çekildi!
Kamu işçilerini en çok yaralayan olay ise 3. teklifin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından resmi bir gerekçe sunulmadan geri çekilmesi oldu.
Bu geri adım, işçiler arasında “aleni bir aşağılanma” olarak yorumlandı.
Süreçte daha önce umut verici konuşmalar yapan sendikalar ise suskun kaldı.
Bu aşamada, işçiler sosyal medyada seslerini duyurmak için kampanyalar başlattı.
🔹 5. Adım – Siyasi Müdahale: Cumhurbaşkanı Sürece Dahil Oldu
Yaşanan tepkiler sonrası sürece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan doğrudan müdahil oldu.
Sarayda sendika temsilcileriyle özel görüşmeler yapıldı.
Görüşmeler sonrası kamuoyuna olumlu sinyaller verilse de, işçilerin beklentisi karşılanmadı.
Sonuç: Yeni teklif, 3. tekliften daha düşük içerikte sunuldu.
🔹 6. Adım – Ağustos 2025 | İmza Sürecindeki Son Teklif: Geriye Gidiş
Şu an kamuoyuna sunulan ve imzalanması beklenen teklifin detayları şöyle:
-
Brüt günlük ücret: 1.400 TL’ye sabitleniyor
-
Bunun üzerinde kalanlara sadece 40 TL seyyanen artış
-
İlk 6 ay için %24 zam
-
İkinci 6 ay için %11 + 50 TL
-
Sonraki dönemlerde enflasyon farkı uygulanacak
Bu teklif, daha önce geri çekilen 3. teklifin altında kalıyor.
🔹 7. Adım – Aidatını Veren, Hakkını Alamayan İşçiler
Bu süreçte kamu işçileri maddi ve manevi birçok kayba uğradı:
-
Sendikalara aylık 1 günlük maaş aidat olarak verildi
-
Grev kararı alınmadı, meydanlara inilmedi
-
Eylem yapan işçilerin maaşlarından kesinti yapıldı
-
Sendikalar ise süreci “diplomatik kriz gibi” yönetti; gerçek bir mücadele verilmedi
Birçok işçi artık sendikalara olan güvenini sorguluyor. “Aidat almayı biliyorlar ama hak aramaya gelince ortada yoklar” görüşü yaygınlaştı.
📌 SONUÇ:
Toplu iş sözleşmesi süreci; işçiler için bir kazanım değil, bir hayal kırıklıkları zinciri oldu.
Üç teklif sunuldu, biri geri çekildi, Cumhurbaşkanı bile sürece dahil oldu.
Ama bugün imzalanması beklenen teklif, geri çekilen tekliften bile daha düşük.
İşçiler hâlâ geçinemiyor.
İşçiler hâlâ haklarını alamıyor.
Ve artık bu mücadele yalnızca bir sözleşme değil — bir adalet arayışı haline geldi.